13 Şubat 2010 Cumartesi

Meyvelerin Faydaları

Beyin fonksiyonlarını geliştiren besinler
Uzmanlar, bazı besinlerin beyin fonksiyonlarını geliştirdiğini belirterek, insan beyninin sadece glikoz ve oksijenle çalıştığını, meyvelerde bulunan meyve şekerinin de kolayca glikoza dönüştüğünü kaydetti.

Besinlerin vücuttaki etkileri ve yararları, gün geçtikçe daha doğru ve bilimsel şekilde ortaya konulmaya başlandı. Bir internet sitesinde yer alan bilgilere göre, insan vücudu için en çok yararı olan ve sindirim sistemi için en az enerji gerektiren yiyeceğin meyve olduğu belirtildi. Sitede uzmanların yaptığı açıklamalara göre, zencefil yeni fikirlerin üretilmesini, havuç hatırlama yeteneğinin güçlenmesini, ananas ezber kabiliyetinin artmasını, soğan yıpranma ve yorgunluğun giderilmesini, çilek ise stresin azalmasını sağlıyor. Uzmanlar, beyin fonksiyonlarını geliştiren besin maddeleri, tüketim şekilleri ve özelliklerini şöyle sıralıyor:

"Meyveler aç karnına yenmelidir. Çünkü meyve midede değil ince bağırsakta sindirilir. Mide dolu ise meyve midede kalır ve mayalanır. Piyasada satılan meyve suları tercih edilmemelidir, çünkü doğallığını kaybedip asidik karaktere dönüşmüştür. Taze sıkılmış meyve sularını tercih edin. Sabahları geç kahvaltı ediyor ya da kahvaltıyı ihmal ediyorsanız, o zaman mevsimlik meyve, meyve suyu ve bir bardak ılık su almayı alışkanlık hale getirin. Sabah bir tatlı kaşığı bal veya bir avuç siyah üzüm zihin aktivitenizi canlandırır. Ceviz, fındık, fıstık, zihnin uzun süre çalışmasına yardımcı olur. Yorgunluğu giderir. Fesleğen, limon, balık ve karabiberin zihin açma özelliği vardır. Zencefil içerdiği maddelerle, beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için daha serbest akar. Kimyon insanin aklına yeni fikirler getirir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini uyarır; ancak faal düşünce şartıyla. Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan insan suya karıştırarak kimyon içebilir. Havuç hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü beyin metabolizmasını canlandıran enzimler içerir. Yağlı havuç salatası tercih edilmelidir. Ananas ezberlemek için çok yararlıdır. Avokado kısa süreli hafıza için tüketilebilir. Çilek stresin etkisini azaltır, mutluluk hormonu salgılanmasını sağlar. Limon algılama yeteneğini arttırır. Lahana, troid bezlerinin aktivitesini azaltır ve bu da sinirlenmeye iyi gelir. Soğan aşırı yıpranmaya, fiziki yorgunluğa karşı kanı sulandırır. Böylece beyin oksijeni daha kolay alır."

Akıl ile Zekanın Farkı

Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. İkisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur.

Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve yanlışlarını değerlendirebilmek yeteneğidir.

Akıl, insanı hayvandan ayırt eden en önemli faktördür. Hayvanlar yalan söyleyemez ama insanlar sık sık bu yola başvurur. İşte insandaki yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda fikir yürütebilme, görüş belirtebilme yeteneği akıldır.

'Ah şimdiki aklım olsaydı' lafını çok işitmişizdir. Demek ki, akıl insan olgunlaştıkça da değişiyor ve insanın kendisi de bunun farkına varıyor. Bir insan değişik fikirlerle diğerinin aklını karıştırabilir. Hayret verici, şaşırtıcı şeyler insanın aklını durdurabilir.

Bir şeyin içeriğini anlamamak 'akıl erdirememek' olarak nitelendirilirken başkalarının çözemediği bir sorunu çözen kişiye 'bir tek o akıl etti' denilir. Birine bir yol göstermek ona 'akıl vermek'tir. Bir şeyi hatırlamak, unutmamak 'akılda tutmak'tır. 'Akılsız' tanımı ise doğru ve isabetli düşünemeyen anlamında kullanılır.

Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekanın 12 yaşına kadar hızla geliştiği sonra gelişme hızının yavaşlayarak 20 yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zeka seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir.

Zeka hayvanlarda da vardır. Hayvanlarda zeka bir nevi içgüdüsel olaydır. Şüphesiz hayvan zekası insana göre gelişmemiştir ama her iki zeka türü de sinir sistemi ile ilgilidir. İnsanı ayıran, evriminde oluşmuş konuşabilirle özelliği, dik durabilmesi, el yapısı nedeniyle aletleri kullanabilmesi ve gelişmiş beyin ve sinir sistemidir.

Zeka, bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir müzik bestecisi kendi duygusal yapısının içersinde en karışık eserleri aklıyla değil zekası sayesinde oluşturur. Biz bu kişilere 'müzik dehası' diyoruz. Ancak bu müzik dehaları en basit bir matematik problemini bile çözemeyebilirler.

Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterebiliyor. Akıl somut olarak ölçülemez ama zeka pek sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülmeye çalışılıyor.

Güzel bir hikaye

Birkaç yüzyıl önce Papa bütün Yahudilerin Roma'yı terk etmeleri
gerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir. Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir müzakere yapmalarını önerir.

Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler. Yahudiler
çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler. Ancak Moiz'in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle müzakere de konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler.
Papa kabul eder. Müzakere günü geldiğinde iki taraf karşılıklı yerlerini
alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak üç parmağını gösterir.
Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır.
Papa parmaklarını sallayarak başının etrafında çevirir.
Moiz ise parmağıyla yeri işaret ederek oturduğu yeri gösterir.
Papa yanındaki çantadan bir parça ekmek ve şarap çıkartınca Moiz de bir elma çıkartır.
Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak :
'Ben pes ediyorum, Yahudiler kalabilirler' der.

Müzakere sonrasında Papa'nın etrafına toplanan kardinaller Papa'ya ne
olduğunu sorduklarında Papa;
- Ben önce 3 parmağımı gösterip Kutsal Üçlüyü işaret ettim.
Buna karşılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek tanrıyı
tanıdığını soyledi. Ben parmaklarımı sallayıp başımın etrafında çevirerek tanrının bizim etrafımızda olduğunu gösterdiğimde o da oturduğu yeri işaret ederek tanrının onların durduğu yerde de olduğunu işaret etti.
Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrının bizim günahlarımızı
bağışladığını göstermek istediğim zaman da hemen bir elma çıkartıp bana ilk günahı hatırlattı.
Herifin her şeye bir cevabı var. Ne yapabilirdim ki?

Aynı sırada Yahudi cemaati de Moiz'in etrafını sarmış ona nasıl başardığını soruyorlardı. Moiz:
- Önce bana 3 parmağını gösterip 3 gün içinde burayı terk etmemizi
istedi. Ben de ona bir tekimizin bile ayrılmayacağımızı söyledim. Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizleneceğini söyledi. Ben de, hiç bir yere gitmeyip olduğumuz yerde kalacağımızı söyledim.
- Sonra ne oldu? diye kalabalık heyecanla sordu.
- Valla,sonrasını ben de pek anlamadım. Adam biraz hiddetlendi ve öğle
yemeğini çıkarttı. Bunun üzerine ben de benimkini çıkarttım.
Hepsi bu!...

İNSANLARIN NE KONUŞTUĞU DEĞİL NE ANLADIĞI ÖNEMLİDİR...

Tavsiye

Bana bin söz edeceğine bir şekil göster. Bir şekil bin sözden daha iyidir.
Affedici olun.
Sözünüzün eri olun.
Sabır, zamanı lehimize çevirme sanatıdır.
Eğitilmemiş her kuvvet zayıflığa dönüşür. Sabır bir bekleme dönemi olmadığı için, sabırlı insan bir yandan neticelere katlanırken bir yandan da yeni girişimlerini sürdürür.
Kararlı olmanız hedefi yıldırır.
Kendinizi hedefe kilitleyeceksiniz ve o kilidi açması muhtemel bütün anahtarları ortadan kaybedeceksiniz. Kararlılık işte buna denir. Korkunuz, korktuğunuza güç verir.
Korkaklık iyi hazırlanamamanın ürünüdür. Kuvvetlerinizi iyi komuta ediniz.
Komuta gücü, kuvvetleri oranında iyi bir komutan olabilen herkes, büyük zaferler kazanır. Kötü komutan mevcut kuvvetlerini de elden çıkarır. Samimi pişmanlık, gelecekteki hataları da önler.
Danışma, mesele üzerindeki aydınlığın arttırılmasıdır.
Başkalarının gayretlerini, bilgilerini, tecrübelerini, fikirlerini kendi gayret, bilgi, tecrübe ve fikirlerimize katma faaliyeti olan danışma, yakın dostlarımızdan biri olarak yanımızdan hiç ayrılmamalıdır.
Anahtar aramak yerine, anahtar olabilmelisiniz.
Kendinizi ifade etmekten kaçınmayın.
Tribündeki seyircilerden futbol tarihine geçmiş kimse yoktur.
Zamanında yapılmayan iş, yapılmamış iştir.
Küçük ikazların, büyük değeri vardır.
İnsana yaklaşmak önemlidir.
Onları tanıma sanatını öğreniniz. Güçlerini nereden alıyorlar? Bunu anlayınız. İnsanı doğru değerlendirmenin bir yolu da, görüşmenin doğru zaman ve zeminde yapılmasıdır. Her insan bir limandır, usta kaptan bekler.
Toplumu şekillendirenler, önderlik yapanlar, güç elde edenler eylem adamlarıdırlar.
İnsanlara anlayış derecelerine göre hitap ediniz.
Başarı herkese kaldırabileceği ağırlığı kaldırtmaktır.
Doğal olunuz.
Kibir emeği kirletir.
Küsmeyeceksiniz.
İstisnalara karşı istisna hareket etmelisiniz.
Her zaman daha iyisini yapmaya çalışınız.
Unutmak, ilmin afetidir.
Merhamet edin, fakat merhamet beklemeyin.

Yılın En Gıcık Hazır Cevapları

-- Mansiyon

Hava Yollarında yemek servisi zamanı. Hostes en öndeki adama kibarca gülümseyerek sordu:
- Yemek ister misiniz efendim?
Kendini lokantada zanneden yolcu servis masasına baktı:
- Seçeneklerim neler?
Hostes yine kibarca gülümseyerek seçenekleri sundu:
- Evet veya hayır.

***
3 üncü

Bir alışveriş merkezindeyiz. Yaşlı bir hanım tavuk reyonunda bir türlü istediği kadar büyük bir tavuk bulamayınca, onu izleyen reyon görevlisine söylendi:
- Bu tavukların daha büyük olmaları mümkün değil mi?
Görevli tonton teyzeye takılmadan edemedi:
- Mümkün değil teyze, onlar ölü.

***

2 nci

Kamyon sürücüsü "dikkat, alçak köprü" ikaz levhasını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmişti. Olanca hızıyla üst köprüye bindirdi ve orada sıkıştı kaldı. Arkasında kilometrelerce araç kuyruğu oluştuktan sonra trafik/kurtarma ekibi nihayet geldi. Kurtarıcı işine başlarken polis de gözleri sıkışmış kamyonda, sürücüye yaklaşarak söze girmiş olmak için sordu:
- Köprüye sıkıştınız, he?
Sürücü canı burnunda homurdandı:
- Yo, köprü taşıyordum, mazotum bitti.

***

1 inci

Trafik kuralı ihlali yapan kimsenin çıkmadığı uzun bir nöbetin sonunda polis nihayet aşırı hız yapan bir aracı durdurdu. Sürücü camı açtı. Ruhsat ve ehliyetini uzattı. Polis ceza makbuzunu cebinden çıkarırken keyifle gülümsedi.
- Sizi bütün gün bekledim.
Sürücü nasıl olsa cezamı öyle ya da böyle çekeceğim rahatlığıyla, iç çekerek cevap verdi.
- Anlıyorum memur bey. Elimden geldiği kadar hızlı gelmeye çalıştım ben de.
Polis, dakikalar süren gülmesi kesilmeyince adama eliyle git, git işareti yaptı ve adam cezadan kurtuldu.

İnsanları Kolaylıkla Değiştirmenin Dokuz Yolu

1-Mutlaka Kusur Bulacaksanız...
Sekreter bu uyarıdan hiç alınmadı. Çünkü az evvel üstün bir yanı söylenmişti. İnsan övüldükten sonra, kusurunun söylenmesine tahammül edebilir. Tamamen gözden çıkarılmadığını düşünüp, rahatlar. Kusurunu düzeltecek gücü kendisinde bulabilir. Berber de traş etmeden önce, müşterisinin sakalını sabunlamaz mı?
Önce övgü, sonra tenkit sonra itimat. İşte insanı öldürmeden kazanmanın formülü: ‘Çok iyisin. Şu hataların var. Sana itimat ediyorum’.
Söze samimi bir takdirle başlayınız


2-Düşman Kazanmadan Tenkit Etmenin Yolu
İnsanlara hatalarını dolaylı olarak anlatınız. Böylece kaş yapayım derken, göz çıkartmazsınız; düşman kazanmazsınız.


3-Önce Kendi Hatalarınızı Söyleyiniz
Hatan, benim yaptığım hatadan daha küçük ama sen bunu yapmamalısın.
Kendi hatalarımızdan bahsetmemiz, başkalarının da kendi hatalarını kabullenmelerini kolaylaştırır.


4-Hiç kimse Emir Almaktan Hoşlanmaz
Doğrudan emirler yağdırmak yerine yapmaları gerektiğini insanlara hissettiriniz.


5-İnsanların Gururlarını Koruyunuz
Yıkılan gurur çoğu zaman beraberinde başkalarını da alır götürür.


6-Küçük Bir Takdir Büyük Başarıya Sevk eder
Her insanda gördüğünüz en küçük bir yeteneği ve başarıyı bile samimiyetle takdir ediniz. İnsanlar bu takdir cümlelerin verdiği hızla büyük başarı yollarına girerler. Unutmayınız, böyle davranılmaya sizin de ihtiyacınız var.


7-Değer Vermek
Herhangi bir insana bir meziyetinden veya faziletinden ötürü saygı duyduğunuzu hissettirirseniz, onu idare etmek son derece kolaylaşır.
Baştan çıkmış bir adamı yola getirmek için ona namuslu adam muamelesi yapmak gerekir. Bu muamele onu öyle sevindirir ki, layık görüldüğü şekilde karşılık vermek ister. Bir başkasının gösterdiği itimat ona gurur verir.
Bir insana öyle bir değer veriniz ki, o değere gerçekten sahip olmak istesin. İnsanlara değerli olarak yaşama imkanlarının ve fırsatlarının önünü açınız.


8-Zorlaştırmayınız
Bir çocuğa, bir eşe, bir memura beceriksiz ve yeteneksiz olduğunu söylerseniz, onun bütün gelişme, başarılı olma ümit ve arzusunu kırarsınız. Tam tersini yapınız. Yapılacak işin zor değil kolay olduğunu söyleyiniz. Teşvik ediniz. Yapamadıklarını tenkit etmeden önce yapabildiklerini övünüz. Onun yeteneğine güvendiğinizi hissettiriniz. O zaman daha iyi olmak için elinden geleni yapacaktır. İnsanlara eksikliklerinin kolayca getirebileceğini, hatalarının kolayca düzeltilebileceğini söyleyiniz. Yapmaları gereken işlerin zor olmadığını hissettiriniz. Ne kendi işinizi, ne onların işini zorlaştırmayınız. Daima cesaret aşılayınız.


9-Sevdiriniz
Yapılmasını istediğiniz işi karşınızdakine sevdirerek yaptırınız.

Gül veren elde gül kokusu kalır

Uzun yıllar önce Çinde Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinilmenin çok zor olduğunu anlar. İkisininde kişiliği tamamen farklıdır, buda onarın sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrenin oldukça tepkisini alır.
Birkaç ay sonra bitmez tükenmez gelin kaynana kavgalarından ev, onun ve annesi ile karısı arasında kalan eşi içinde cehennem halinle gelmiştir.
Artık bir şeyler yapmak gerektiğine inanan genç kız, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya koşar ve derdini anlatır.
Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir ekstre hazırlar ve bunu 3 ay boyunca hergün azar azar kaynanası için yaptığı yemeklere koymasını söyler. Zehir az az verilecek, böylece onu gelininin öldürdüğü belli olmayacaktır. Yaşlı adam geç kıza, kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını ona en güzel yemekleri yapmasını söyler.
Sevinç içinde eve dönen Li-Li yaşla adamın dediklerini aynen uygular. Hergün en güzel yemekleri yapıyor. Kaynanasının tabağına zehiri azar azar damlatıyordu. Kimseler şüphelenmesin diyede ona çok iyi davranıyordu.
Bir süre sonra kayınvalideside çok değişmişti ve ona kendi kızı gibi davranıyordu. Evde artık barış rüzgarları esiyordu. Genç kız kendisini ağır bir yük altında hisseti. Yaptıklarından pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tuttu ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehirleri, onun kanından temizleyecek bir iksir için yalvardı. Yaşlı kadının ölmesini artık istemiyordu.
Yaşlı adam aşlı gözlerle karşısında konuşup duran Li-Li’ye baktı ve kahkahalarla gülmeye başladı.
“Sevgili Li-Li dedi, sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin hepsi bundan ibaret. Gerçek zehir ise senin beyninde olandı. Sen ona iyi davrandıkça oda dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı, böylece siz gerçek bir ana kız oldunuz” dedi.
KISSADAN HİSSE
Eski bir Çin atasözü şöyle der; Gül veren elde gül kokusu kalır.
Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandır.

Sirkede inanılmaz marifetler...

Sirke başlı başına bir mucize.. Hem ilaç hem de mükemmel bir temizlik aracı. Peki sirke nerelerde ve nasıl kullanılır?

Sağlık bakımından bir ilaç, temizlik bakımından da çok faydalı olan sirke ve özellikle elma sirkesinin evinizde nerelerde kullanabileceğinizi biliyor musunuz?
Reader's Digest dergisi, sirkenin birbirinden farklı kullanım alanlarını ve faydalarını kısa kısa maddeler halinde açıkladı. İşte bunlardan bazıları:
Bilgisayar ve çevre birimleri temizler: Bilgisayarınız, yazıcınız, faks makineniz ve diğer ev ofis araçlarını tozdan uzak tutarsanız daha iyi çalışacaktır. Temizliğe başlamadan önce tüm ekipmanların kapalı olduğundan emin olun. Bir kaba eşit miktarlarda su ve sirke koyun. Temiz bir bezi bu karışımın içinde nemlendirin, asla sprey şişesi kullanmayın. Silmeye başlayın. Klavyenizin tuşları gibi dar yerleri silmek için ise elinizde birkaç pamuk tomarı bulundurun.
Bilgisayarınızın faresini temizler: Eski model toplu farenizi temizlemek için yarı yarıya sirke-su karışımı kullanın. Öncelikle, topu farenin altından çıkarın. Karışıma batırarak nemlendirdiğiniz bezi sıktıktan sonra topu temizleyin ve fare üzerindeki parmak izlerini ve kirleri çıkarmak için farenin kendisini de silin. Topun yuvasını temizlemek için bir parça nemlendirilmiş pamuk kullanın, topu yerine takmadan önce birkaç saat kurumasını bekleyin.
Duman kokusunu giderir: Eğer eti pişirirken yaktıysanız ya da evinizde ard arda sigara içiliyorsa, kokunun en yoğun olduğu dörtte üçünü sirke ya da elma sirkesiyle doldurduğunu bir kase koyarak duman kokusunu giderebilirsiniz. Koku evinizin tümüne dağıldıysa farklı odalarda birkaç kase kullanabilirsiniz. Koku bir günden daha kısa sürede çıkacaktır.
Küf lekesini yok eder: Küf lekelerini çıkarmak için sirkeye başvurun. Sirkeyi ilave havalandırma olmaksızın güvenle kullanabilir ve her yüzeye uygulayabilirsiniz. Sirkeyi banyonun demirbaş eşyalarında, fayanslarda, mobilyalarda, boyalı yüzeylerde, plastik perdelerde ve buna benzer birçok yüzeyde kullanabilirsiniz. Hafif lekeler için, sirkeyi eşit miktarda suyla seyreltin.
Krom ve paslanmaz çeliği temizler: Evinizdeki krom ve paslanmaz çeliği temizlemek için, sprey şişesine koyduğunuz seyreltilmiş sirkeyle ve yumuşak bir bezle parlatabilirsiniz.
Gümüşlerinizi parlatır: Gümüş bilezik, yüzük ve diğer takılarınızın yanında evdeki gümüş eşyalarınızın yeni gibi parlaması için yarım bardak sirke ve 2 yemek kaşığı karbonat karıştırdığınız suyun içinde 2-3 saat bekletin. Sonra soğuk suyun altında durulayın ve yumuşak bir bezle kurutun.
Tükenmez kalem lekelerini siler: Tükenmez kalem lekesi olan yere kumaş ya da sünger kullanarak biraz sirke bastırın. Leke çıkana kadar bu işlemi tekrarlayın.
Yapıştırıcıları, fiyat etiketlerini çıkarır: Çocuğunuzun mobilyanıza ya da duvarınıza yapıştırdığı etiketileri çıkarmak için, kenarlarına ve köşelerine biraz sirkeyi emdirin ve dikkatlice kredi kartı ya da plastik telefon kartıyla kazıyın. Cam, plastik gibi yüzeylerdeki fiyat etiketlerini çıkarmak için üzerine biraz daha fazla sirke dökün, birkaç dakika bekleyin ve temiz bir kumaşla çıkarın.
Makasınızı parlatır: Makasınız kirlendiğinde ve yapışkan olduğunda yıkamak için su kullanmayın. Bunun yerine makasınızın keskin kısmını sirkeye batırılmış bir bezle temizleyin ve sonra kurutun.
Kokan tuvaletinizi tazeler: Öncelikle banyonuzdaki eşyaları dışarı çıkarın, sonra duvarları, tavanı ve zemini, 4 litre suya karıştıracağınız 1 fincan sirke ve 1 fincan amonyak ve ¼ fincan karbonat ile yıkayın. Tuvaletin kapısını açık bırakın ve eşyalarınızı içeriye yerleştirmeden önce içerinin kurumasına izin verin.
Halılarınızı eski haline getirir: Eğer halılarınız eskimiş ve kirli görünüyorsa, eskisi gibi parlak ve canlı görünmeleri için 4 litre suyun için 1 fincan sirke kattığınız suya çalı süpürgeyi daldırın ve bununla halınızı süpürün. Halınızın ucundaki rengi atmış iplikler de ışıldayacak ve bu solüsyonu durulamanıza gerek yok.
Halıdaki lekeleri çıkarır : Hafif lekeler için yarım fincan sirke içinde 2 çorba kaşığı tuzu eritin, bu suyla lekeli yeri ovalayın, kurumasını bekleyip, elektrik süpürgesiyle süpürün.
Daha büyük ve koyu lekeler için, karışıma 2 çorba kaşığı boraks ekleyin ve aynı şekilde temizleyin.
Daha inatçı ve halının içine işlemiş kir ve lekeler için, 1 yemek kaşığı sirke ile bir yemek kaşığı mısır nişastasından macun yapın ve kuru biz bez kullanarak lekenin içine iyice ovalayarak yedirin ve 2 gün bu şekilde bekleyin, sonra süpürün.
Leke çıkarıcı sprey hazırlamak için , şişeyi 5 ölçü su ve 1 ölçü sirkeyle doldurun. İkinci bir şişeyi de 1 ölçü köpüksüz amonyak ve 5 ölçü suyla doldurun. Lekeye bu karışımı yedirin. Birkaç dakika bekleyin sonra temiz, kuru bir bezle kurutun. Leke çıkana kadar bunu tekrar edin.
Mum lekesini yok eder: Romantik bir gecenin ışıltısı olan mumlar, ahşap mobilyalarınızda genellikle leke bırakır. Bu lekeyi çıkarırken, lekeyi yumuşatmak için fön makinesini en sıcak ayarına getirin ve kağıt havluyla kurutabildiğiniz kadar kurutun. Sonra, eşit miktardaki su-sirke karışımına batırılmış kumaş ile ovalayın. Yumuşak ve emici bir bezle kurulayın.
Mobilyalardaki su lekesini çıkarır: Ahşap mobilyalar üzerine bırakılan ıslak bardakların bıraktığı beyaz halkaları çıkarmak için eşit oranda sirke, zeytinyağını karıştırın ve bu karışımı yumuşak bir bezle lekeye uygulayın. Parlatmak için ise başka temiz ve yumuşak bez kullanın.


Buzdolabınızı temizler: Kapının sızdırmaz contası ve sebze-meyve gözleri de dahil buzdolabınızın içini ve dışını temizlemek için eşit miktarlarda su ve sirkeyi karıştırın. Küf oluşumunu önlemek için, iç kapıları ve içteki gözleri bez üzerine sirke dökerek silin. Ayrıca, buzdolabınızın üzerinde birikmiş toz ve kirleri silmek için seyreltilmiş sirke kullanabilirsiniz.
Mikrodalga fırınınızı buharla temizler: İçi ¼ fincan sirke ve 1 fincan suyla dolu cam kaseyi fırının içine yerleştirin ve en yüksek ısıda 5 dakika bekleyin. Kase soğuduğunda, bir kumaş ya da süngeri bu sıvıya batırın ve iç yüzeydeki lekeleri temizleyin.
Kesme tahtasını mikroplardan temizler: Her kullanımdan sonra, tahtaları doğrudan sirkeyle silip temizleyebilirsiniz. Sirkenin içindeki asetik asit, E.coli, Salmonella, and Staphylococcus gibi zararlı mikroplara karşı iyi bir dezenfektandır. Asla su ve bulaşık deterjanı kullanmayın. Çünkü, bu tahtanın liflerini zayıflatır.
Bulaşık makinenizi yıkayabilirsiniz: Bulaşık makinenizin performansını yüksek düzeyde tutmak ve sabun tabakası oluşumunu yok etmek için, ünitenin altına seyreltilmiş 1 fincan sirke dökün ya da üstteki rafa bir kasenin içine sirke koyun. Sonra bulaşık makinenizi bulaşık ya da detarjan koymadan tam devir çalıştırın. Özellikle suyunuz sertse, bunu ayda bir tekrarlayın. Ancak, bu işlemi uygulamadan önce bulaşık makinenizin kullanım klavuzuna bir göz atın.
Porselen, kristal ve cam eşyalarınızı temizler: Cam eşyalarınızı parlatmak için durulama suyuna sirke ekleyebilirsiniz. Cam eşyalarınızı her gün parlaması için, bulaşık makinenizin durulama devrine ¼ fincan sirke ekleyin.
Kristal eşyalarınızı parlatmak için bulaşık makinenizi durulama suyuna 2 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sonra, bunları 3 ölçü su ve 1 ölçü sirke ile hazırladığınız su ile durulayın ve açık havada kurutun.
Fincanlardan çay, kahve lekelerini çıkarır: Bunun için, eşit miktarda sirke ve tuzla ovalamayı deneyin, sonra bunları ılık suyun altında durulayın.
Su ısıtıcınızı (kettle) temizlemek için: Makinenizde biriken kireç ve mineral kalıntılarını temizlemek için, 3 fincan sirkeyi 5 dakika süreyle iyice kaynatın ve sirkeyi gece boyunca içinde bırakın. Ertesi gün soğuk suyla durulayın.
Kızartma sonrası temizlik yapar: Kızartma işini bitirdiğinizde ocağın üstüne, duvarlara sıçrayan yağ damlacıklarını temizlemek için, bunları seyreltilmiş sirkeye batırılmış sünger ile silebilirsiniz. Durulamak için soğuk suyla ıslatılmış başka bir sünger kullanın, sonra da yumuşak bir bezle kurutun.
Kızartma tavanızı korur: Kızartma tavanızda 10 dakika boyunca 2 fincan sirke kaynatmak, birkaç ay boyunca yiyeceklerinizin yapışmasını önler.
Mutfağınızın havasını temizler: Mutfağınıza dün pişirdiğiniz yemeğin kokusu sindiyse, 1 fincan suya yarım fincan sirke karıştırın. Ve karışım buharlaşana kadar kaynatın.
Yumurtanızı daha iyi haşlamanıza yardım eder: Yumurta haşladığınız suya litre başına 2 yemek kaşığı sirke ekleyerek, yumurtanızın çatlamasını önleyebilir ve kabuğunun daha kolay soyulmasını sağlayabilirsiniz.
Sebze ve meyvelerinizi temizler: Meyve ve sebzelerinizi yemeden önce, gizli kirleri, tarım ilaçlarını ve hatta küçük böcekleri yok etmek için, 4 litre soğuk suyun içine 4 yemek kaşığı elma sirkesi koyun, sebze ve meyvelerinizi bunun içinde durulayın.
Elinizdeki kokuları çıkarır: Yemek hazırladıktan sonra ellerinize sinen soğan, sarımsak ve balık kokusunu çıkarmak çok zordur. Sebzelerinizi dilimlemeden ya da balıkları temizlemeden önce biraz saf sirkeyle ellerinizi ovalamanız işe yarayacaktır.
Boğaz ağrısını hafifletir: 3 şekilde boğaz ağrısına iyi gelir ;
Nefesinizi tazeler: Soğanlı ya da sarımsaklı bir yemekten sonra nefesinizin kısa sürede güzel kokmasının ve tazelenmesinin yolu, bir bardak ılık suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı tuzu eritip bununla ağzınızı durulamaktır.
Boğazınız öksürükten dolayı tahriş olduysa ya da konuşmaktan ve şarkı söylemekten dolayı ağrıyorsa, bir bardak ılık suda 1 yemek kaşığı elma sirkesiyle 1 çay kaşığı tuzu eritin ve bununla günde birkaç kez gargara yapın.
Boğazınız grip ya da soğuk algınlığından dolayı ağrıyorsa, bir ¼ elma sirkesi ile ¼ balı karıştırın ve 4 saatte bir, 1 yemek kaşığı yutun.
Öksürük ve boğaz ağrısını hafifletmek için, yarım fincan sirke, yarım fincan su, 4 çay kaşığı bal ile 1 çay kaşığı acı sosu karıştırın. Günde 4-5 kez, 1 yemek kaşığı için. Birini özellikle yatmadan önce için. 1 yaşın altındaki bebeklerinize bal vermemeniz gerektiğini unutmayın.

11 Şubat 2010 Perşembe

Einstein kadar zeki misin?..

Aşağıdaki soruları tam 1 dk. içinde yanıtlamaya çalış. Bir kağıt kalem
al ve yanıtlarını not et ve her soruya bir defa bakmaya çalış. Oldukça
ilginç bir zeka testi... )

1. Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır?

2. Doktorunuz size 3 hap verir ve bunları yarımşar saat arayla almanızı
tavsiye ederse, ilaçların tamamını bitirmeniz ne kadar sürer?

3. Gece saat sekizde yatıyorum ve yatarken guguklu saatimi sabah dokuza
kuruyorum kaç saat uyurum?

4. 30' u yarıma bölüp 10 eklediniz, kaç etti?

5. Bir çiftçinin 17 koyunu vardı. Sürüde salgın hastalık oldu,dokuzu
ağır hastalandı, diğerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu var?

6. Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambası, bir gaz
sobası,ve birde mum bulunan karanlık ve soğuk bir odaya girdiniz... Önce
hangisini yakarsınız?

7. Adamın biri dikdörtgen biçiminde ve her cephesi güney manzaralı bir
ev inşa ediyor. Evi kocaman bir ayı ziyaret ederse bu ayı ne renk olur?

8. 3 elma vardı ikisini aldım. kaç elmam var?

9. Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldı?

10. Chicago' dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullanıyorsunuz.
Pittsburgh' da 7 yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland' da 8 yolcu indi,6
yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni yolcu bindi. 20 saat sonra
Philadelphia' ya vardığınızda şoförün adı neydi?







---------------------------------------
ŞİMDİ YANITLAR:
1. Hepsinde, tüm aylarda 28 gün vardır.
2. Bir saat
3. guguklu saatler gece gündüz ayrımı yapmadığı için 1 saat.
4. 70 eder, yarıma bölmek 2 ile çarpmak demektir.
5. 9 canlı koyun
6. Kibriti
7. Ayı beyaz olur. Evin her cephesi güneye baktığına göre bina kuzey
kutbundadır.
8. 2 elma
9. Sıfır, gemisine hayvan alan Nuh idi.
10. Şöför sizdiniz.


DEĞERLENDİRME:
10 doğru : Einstein seviyesi
9 doğru : Toplumla uyuşamayan psikolojisi bozuk vaka...
8 doğru : Mühendis
7 doğru : Üniversite öğrencisi
6 doğru : Lise öğrencisi
5 doğru : İlkokul öğrencisi
4 doğru : İlkokul öğretmeni
3 doğru : Lise öğretmeni
2 doğru : Üniversite Profesörü
1 doğru : Milletvekili
0 doğru : Vatandaş

10 Şubat 2010 Çarşamba

TERCÜME YAPAN CEP TELEFONU GELİYOR...

İnternette siteleri 52 dile çevirebilen Google şimdi de cep telefonunda sesli çeviri için düğmeye bastı.

Dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinden biri olan ve yenilikleriyle internette çığır açan Google şimdi cep telefonu devrimi peşinde... Google uzmanları cep telefonlarında yabancı dildeki bir sesi istenilen dile anında çeviri yapabilen bir yazılım geliştirdiklerini duyurdu.



Günümüzde ses tanıma ve otomatik çeviri yapma teknolojilerinin sık sık kullanıldığını vurgulayan Google uzmanları, birkaç yıl içinde yazılımın bitirileceğini belirtirken hedeflerinin tüm dünyada konuşulan büyük dilleri kapsayacak bir devrim olduğunu belirtti.



Google’ın tercümeden sorumlu müdürü Franz Och “Konuşmaya dayalı tercümenin birkaç yıl içinde hayata geçmesi mümkün” ifadesini kullandı.



Google’ın bu teknolojisinin hayata geçmesi durumunda bir cep telefonu görüşmesi sırasında karşıdaki kişi İngilizce, Almanca ya da Fransızca konuşsa dahi anlık çeviri sayesinde bu teknolojiyi kullanan kişi söylenenleri Türkçe olarak duyabilecek. Yanıtını Türkçe olarak verdiğinde karşı tarafa istenilen dilde aktarılacak.

YAKLAŞIM FARKI

Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordur.
Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli
- ' helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır .
Mevlana ise ; bu hediyeyi kabul eder.
Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana söyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir.
Öyle her leşe konmaz.
O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar.
Hacı Bektas da söyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise
Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir.
Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez.
Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."

Böylesi incelik ve tevazu ile, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilenlerden olmamız dileğiyle...

9 Şubat 2010 Salı

Kanser Diyeti

''Ya kanser olursam'' diye korku içinde beklemekyerine bu hastalığa yakalanma ihtimalini azaltan yiyecekleri soframızdaneksik etmemeliyiz. Bilim adamları kanserli tümörlerin oluşmasını bazıyiyeceklerin önleyebildiklerini belirtiyorlar. Zeytinyağı faktörü Zeytinyağı, kalp hastalıkları için olduğu kadar kanser riskini azaltmakaçısından da yararlı. Doymuş yağlar tümör oluşmasını hızlandırabilir. Sıvıyağların kanserle ilişkileri konusunda henüz somut bir bilgi edinilmedi. Amabu yağların zararsız oldukları biliniyor. Kanser araştırma enstitüleri, bu hastalığın yakın bir gelecekte yiyeceklerletedavi edileceğini ve bazı besinlerin kansere karşı aşı niteliğitaşıyacağını söylüyorlar. Kanserle besinler arasındaki ilişkileri konu alanpek çok kitap yayınlanıyor. Kanser ölümlerinin büyük bir çoğunluğunda beslenme alışkanlıklarının önemlirol oynadığı kabul edildi. Dünya Kanser Araştırma Vakfı ve Amerikan KanserEnstitüsü, kanserin nedenleri arasında kötü beslenme alışkanlıklarının çokönemli rol oynadığını belirten raporlar yayınladılar. Bunlara göre kansertehlikesini azaltmak için aldığımız besinlere dikkat etmeliyiz. Kanserli tümör nasıl oluşuyor? Beslenme düzeni ile kanser tehlikesi arasındaki bağı anlamak için önceliklekanserin nasıl ortaya çıktığını bilmek gerekiyor.Kanserli tümörler, bir güniçinde gelişmezler. Bunların gelişmesi, çoğu zaman yıllarca sürer. İnsanvücudunun bunları yok etme imkanı vardır. Özellikle ve öncelikle aldığımızbesinlerin kanser hücrelerinin azalmasında ya da çoğalmasında roloynadıkları biliniyor. Kanser tehlikesini azaltmak için bitki ağırlıklıbesinlere soframızda daha fazla yer vermeliyiz. Ancak bu açıklamalar sizi yanıltmasın. Yeşil çay ve sarmısak gibi yiyecek veiçeceklerin ilerlemiş bir kanseri iyileştireceği düşünülmemeli. Besinlerlekanser savaşında amaç kanser oluşmasını önlemekten ibarettir. Neler yemeli? DNA hücrelerini etkileyen oksijen hücrelerinin faaliyetini C,E vitaminlerive Beta Karoten durdurabilir. Araştırmacılar bitkilerde bulunan pek çokkimyasal maddenin kansere karşı etkili olduğunu ileri sürüyorlar. Örneğinkırmızı şarap ve üzümde bulunan bazı kimyasal maddeler cilt kanserineyakalanma olasılığını azaltıyor. 1995 yılında hazırlanan bir raporda haftada on tane domates yiyen erkeklerdeprostat kanseri riskinin çok azaldığı belirtildi. Domatesin ayrıca meme,akciğer ve sindirim sistemi kanserlerine karşı da etkili bir silah olduğuaçıklandı. Sarmısak, brokkoli, lahana ve kereviz, kanser oluşturan kimyasal maddeleriyok ediyorlar. Sofralarımızı süsleyen yiyeceklerin kansere karşı güçlü birersilah sayıldıklarını söyleyebiliriz. Ama bu açıklamalar yanlış anlaşılmasın.Besinlerle kanseri yok etmek mümkün değil. Sadece kanser riski besinlerle enaza iniyor. Yakında besinlerle kanser türleri arasındaki ilişki hakkındayeni bazı iddialar ortaya atılacak. Şimdilik kansere karşı çatal bıçaklasavaşmayı göze almak da büyük bir aşama sayılıyor. Zeytinyağı gibi zeytin çeşitleri ve Brokkoli, üzüm, yeşil çay, sarmısak,soğan da kansere karşı sizi koruyabilir. Domateste ise kanserle savaşanmaddeler yer alıyor. Savaş silahları Az yağlı, bol sebze ve meyve içeren diyetlerin kalp krizini önledikleri gibibazı kanser türlerine karşı da büyük bir savaş verdikleri artık biliniyor.Alkollü içkilerin karaciğer kanseri açısından zararlı olduğu belirtiliyorama günde bir kadeh şarap, kansere karşı koruyor. Yağlı balıkları yemektende kaçınmayın. Tehlike büyük Kömür ızgarasında pişmiş etler ve patates kızartması, kanser üreten maddeleriçeriyorlar. Bu tür yemeklerden vazgeçmek gerek. Kolalı içecekler yerine deyeşil çayın tercih edilmesi doğru olur.

Güzel Bir Hikaye

Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır. Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcıları bir türlü ekememektedir. Canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar. Köylü elinde yabasıyla tarlasına girmektedir. Kurt, adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar.
'Ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak
nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler.
Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder.
Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. Avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü 'görmedim' der ve avcılar uzaklaşır.
Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar.
'Çok teşekkür ederim' der kurt, 'Bana büyük bir iyilik yaptın'
'Önemli değil' der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye başlar.
'Bir dakika' diye seslenir kurt: Çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum,
çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve
burada senden başka yiyecek bir şey yok.'
Köylü şaşırır:
'Olur mu, ben senin hayatını kurtardım.'
'Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey
yoktur' der kurt.
'Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım.
' Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar.
' Ne vefası ' der kısrak, 'Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya koydu...
'Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar.
'Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim' der köpek, '
Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur...'
Kurt köylüye döner, 'İşte gördün' der. Köylü de son bir çabayla
'Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye' diye cevap verir.
Bu kez karşılarına bir tilki çıkar.
Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar.
Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.
'Her şeyi anladım da' der tilki
'Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?
'Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar:
'Gözümle görmeden inanmam...
'İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez,
tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar.
Köylü eline bir taş alır ve 'Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık' diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar.
Sonra tilkiye döner
'Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın' der. Tilki de 'Benim için bir zevkti' diye cevap verir. O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür.
Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter:
'Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş...'

7 Şubat 2010 Pazar

Kızılderili sözü

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer...
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer...
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir...
Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı" karar verir...

Bir Söz...

'Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.'

Geleceğini biliyordum...

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi...
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum... Geleceğini biliyordum...

Ders: Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.

En iyi Buğday

Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.

Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.

Kavak Ağacı ile Kabak

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.

Ders: Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır.

insanlardaki en yaygın hatalı düşünceler

1-) I’m nothing unless I’m loved.
“Sevilmediğim zaman bir hiçim”Bunun açılımı çok önemli. Çünkü histerik kadınların tümünde bu sorunlu düşünme biçimi ağır biçimde hissediliyor ve hatta onların hayatlarını kapsıyor. Başkaları tarafından sevilmeyi bekleyen ve kendini sevmeyi bu duygu üzerine kuran kadınlar, toplumun yapısından dolayı çoğunlukla aşağılandıkları ve aile içinde ikinci plana atıldıkları için sorun yaşıyorlar ve ilgi çekebilmek için her türlü yola başvuruyorlar. Sevilmediğim zaman bir hiçim düşüncesi en tehlikeli düşünce biçimi. Çünkü öncelikle bir insanı herkesin sevmesi zaten mümkün değildir. Ve daha da önemlisi kendini sevmeyen insanı zaten kimse sevmez. Bu böyle düşünen insanları çıkmaza sokuyor. Bu tür insanların kendilerine değer vermeyi öğrenmeleri gerekiyor.

2-) I have to please others.
“Başkalarını memnun etmek zorundayım.”İşte en hatalı düşünme biçimlerinden biri de bu ve Türkiye’de çok yaygın. Kendi isteklerini, beklentilerini bir kenara bırakıp çevresindekiler için yaşayan, onları memnun ederek mutlu olmaya çabalayan o kadar çok insan var ki. Ve bu insanlar bir süre sonra tam bir doyumsuzluk içine giriyorlar. Bu doyumsuzluk onları giderek mutsuzlaştırıyor ve zaten bir süre sonra kimseyi mutlu edemez hale geliyor bu kişiler. İnsan birilerini mutsuz etmemeli tabii ki ama birilerinin mutlu olmasını ön plana alarak kendini geri planda tutmamalı.

3-) Criticism means personal rejection.
“Eleştirilmek reddedilmektir.”Her medeni insan eleştirilmenin önemli olduğunu bilir. Eğer birileri sizi eleştiriyorsa gelişmenizi istiyordur. Ve eleştirilmek sevilmemek anlamında alınmamalı. Kötü niyetli olarak eleştirenlerin kendi sorunları vardır ve onları öyle kabul edebiliriniz ama sizi gelişmeniz adına eleştirenlere kızmayın ve reddedildiğinizi

4-) I can’t be alone.
“Yalnız olamam” “Yalnız kalamam”Bu da en önemli yanlış düşünme biçimlerinden biri. İnsan yalnız kalabilir ve yalnızken de mutlu olabilir. Yalnız kalmak hayatın her döneminde insanın başına gelebilecek bir şeydir. Yalnızlıktan korkan insan salt bu korku nedeniyle istemediği insanlarla beraber olabilir.

5-) Success is everything.
“Başarı her şeydir”Kimi insan hayatının odak noktasına başarıyı yerleştirir. Başarılı olursa mutlu olacağını sanır oysa başarı her zaman mutlu olmayı sağlamaz. Başarı, para kazanmanın, yaşamda ayakta kalabilmenin önemli bir koşuludur ama mutlu olmak için olmazsa olmazlardan değildir. Başarı hırsı kimi zaman insanı mutsuz bile edebilir. O nedenle dozunda yaşanan bir başarı insanı mutlu eder ama başarı her şey demek değildir.

6-) There are only winners and losers in life.
“Yaşamda sadece kazananlar ve kaybedenler vardır.”Yaşamda sadece kazanan ve kaybedenler yoktur. Yani yaşam siyah ve beyazdan ibaret değildir. Gri ve tonları da mevcuttur. Üstelik hayatı renkli kılan da budur. Bu düşünceye odaklanmak, yani kazanmaya odaklanıp, kaybetmekten korkmak insanı huzursuz eden bir düşünme biçimidir.

7-) I have to be the best at whatever I do.
“ Yaptığım herneyse en iyisi olmalıyım”En iyi olmak güzel bir şeydir ama yaptığın her neyse onda en iyi olmak çabası her zaman olumlu sonuç vermeyebilir. Herkesin yetenekli olduğu ve başarılı olacağı alanlar vardır ama en iyisi olmak çabası bir süre sonra insanın çevresindeki olumlu şeyleri de görememesini beraberinde getirir. Aynı zamanda kişinin gerginleşmesine neden olur, depresyona kadar götürebilir.

8-) I can’t ask for help.
“Yardım talep edemem.”Aslında her insanın hayatının belirli zamanlarında yardıma ihtiyacı olabilir ve o zaman da çevresinde yakın gördüğü insanlardan yardım istemi lazım. Daha doğrusu sadece kendi başına ayakta durmaya çalışan, hayatı tek başına sırtlayan insanlardan olmaya çabalamak belki insanı başkalarının gözünde güçlü kılabilir ama çok da ağır bedeller ödemesine neden olabilir. Sonuç olarak gerektiği zaman başkalarından yardım isteyebilecek kadar birilerini yakın hissedebilmek insanı mutlu eder.

9-) I have to be perfect to have kontrol.
“Kontrol gücüne sahip olmak için en mükemmel olmalıyım”Bu da aslında en başarılı olmak, başkalarından yardım istememek, eleştirilmekten nefret etmek gibi bir sürü hatalı fikri kendinde toplayan hatta onların özeti sayılabilecek düşünce tarzlarından biri. En mükemmel olmaya çabalamanın gereksizliği bir yana kontrol gücünü elinde tutma isteği de insanı huzursuz eden duygulardan biridir.

10-) If I let someone get too close, that person will control me.
“ Eğer birinin bana çok fazla yaklaşmasına izin verirsem, o kişi beni kontrol eder.”Bu da hatalı fikirlerin sonuncusu. İnsanı tam anlamıyla yalnız bırakan, depresyona sokan ve hatta paranoyak dedirten bu düşünce tarzı bireyin sorunlarını başkalarına anlatamayışına kadar gider.
 

  • SD
  • File Recovery Outlook Repair Company-List Business Directory Computer Directory Dating Directory Undelete Finance Directory RAID RecoveryBeyonce Knowles Katy Perry Internet Privacy Online Marketing Shopping Directory Software Directory Decks Hard Drive Recovery Free Web Hosting Used Cars Zip Codes Marisa Miller Data Recovery Renovations Weight Loss toplist
    Zirve100 Site ekle
    Zirve100 Site istatistikleri
    Zirve100 Site ekle